İdare ve Vergi Hukuku
İdare ve Vergi Hukuku
Türkiye’de 1868 yılında Fransız Conseil d'État’sı örneğine göre bir “Şurayı Devlet” kuruldu ve “hükûmet ile eşhas beyninde (idare ile bireyler arasında)” ortaya çıkacak uyuşmazlıklara bakmak görevi kendisine verildi. Şurayı Devlet kararları Sadrazamın onayı ve Padişahın iradesiyle yürürlüğe konuluyordu. Ancak 1876 Kanun-u Esasîsi “hükûmet ile eşhas beynindeki davalar dahi mehakim-i umumiyeye aittir” (m.85) diyerek genel yargıdan ayrı bir “idarî yargı” sisteminden vazgeçmiştir. Bununla birlikte gerek birinci, gerekse ikinci meşrutiyet dönemlerinde idare ile memur arasındaki uyuşmazlıkların ve özellikle “memurin muhakematı” işlerinin Şurayı Devletin görev sahasında kaldığı anlaşılmaktadır. Şurayı Devlet, saltanatın kaldırılmasıyla birlikte, diğer Osmanlı kurumları gibi, 1 Kasım 1922 tarihinde kaldırılmıştır. Görüldüğü gibi Osmanlı döneminde bir Fransız Conseil d'État’sı örneğinde bir Şurayı Devlet kurulmuş olsa da bu dönemde genel yargıdan ayrı bir idarî yargının, ülkenin genel ve ortak hukukundan ayrı bir idare hukukunun gelişmiş olduğunu söylemek güçtür.

Cumhuriyet döneminde 1924 Teşkilât-ı Esasiye Kanununun 51’inci maddesi “idarî dava ve ihtilafları rü’yet etmek üzere bir Şurayı Devlet” kurulmasını öngörmüştür. Şurayı Devlet, 23 Kasım 1925 tarih ve 669 sayılı Kanunla kurulmuş ve 6 Temmuz 1927 tarihinde göreve başlamıştır. 1961 Anayasasının 140’ıncı maddesi “Danıştay, idarî uyuşmazlıkları ve davaları görmek ve çözümlemek(le)... görevlidir” demiştir. 1961 Anayasası döneminde Danıştayın kuruluşu, görev ve yetkileri 24 Aralık 1964 tarih ve 521 sayılı Danıştay Kanunu ile düzenlenmiştir. 1982 Anayasası da Danıştay’a yer vermiş ve “Danıştay, davaları görmek,... idarî uyuşmazlıkları çözümlemek”le görevlidir denmiştir (m.155). Böylece Türkiye’de Cumhuriyet döneminde adlî yargının dışında, başında Danıştayın bulunduğu ayrı bir idarî yargı mevcut olmuştur. Ve Danıştay, Fransa’da olduğu gibi, idarî uyuşmazlıklara özel hukuku değil, özel hukuktan ayrı bir hukuk olan idare hukukunu uygulamıştır.
Türkiye’de vergi yargı sisteminin gelişimi, genel olarak idari yargı hukuku kapsamında gerçekleşmiştir. İdari yargı hukuku, idarenin, idari eylem ve işlemlerinden doğan uyuşmazlıkları inceler. Mali uyuşmazlıkların incelenmesi de idari yargı hukuku kapsamındadır. Mali yargı ise, vergi yargısını da içine alan geniş kapsamlı bir kavramdır. Ülkemizde vergi hukukunun gelişimi konusunda 1982 reformu maliye ve hukuk alanında çok önemli bir aşamadır. Bununla birlikte vergi yargısına ilişkin reform çalışmaları günümüzde de devam etmektedir. 2014 yılında karara bağlanıp, 2016 yılında henüz uygulamaya girebilen istinaf mahkemeleri ile vergi yargısı alanında kayda değer değişiklikler yapılmıştır.
Uzmanlık Alanlarımız
Sosyal Medyada Bizi Takip Edin:
Bizi Arayabilir veya Mesaj Atabilirsiniz.
Deneyimli kadromuz, yıllara dayanan tecrübesi ve uzmanlık alanlarına hâkimiyetiyle sizi doğru adımlarla yönlendirmek için buradan bize ulaşabilirsiniz.