Haber ve Yayınlar
Koronavirüs (Covid-19) Bağlamında İşçi-İşveren Hakları
1-İşverenin salgın hastalık karşısında yükümlülükleri nelerdir?
✅ 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 4. maddesine göre; işveren, çalışanlarının işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlüdürler.
✅ Bu kapsamda, mesleki risklerin önlenmesi, eğitim verilmesi, gerekli araç ve gereçlerin temin edilmesi, mevcut durumun iyileştirmesi için çalışmalar yapar.
🔴 Örneğin; işyerinde çalışanlara maske veya dezenfektan tedarik edebilir; işveren, işsağlığı ve güvenliği tedbirlerinin maliyetini çalışanlarına yansıtamaz.
✅ Yine, Türk Borçlar Kanunu’nun 417. maddesinde işverenin koruma yükümlülüğüne değinilmiş; bu çerçevede işverenin, iş yerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için her türlü önlemi alması, araç ve gereçleri noksansız bulundurması hüküm altına alınmıştır.
2-İşçiler koronavirüs sebebiyle çalışmayı reddedebilir mi?
✅ 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 13. maddesinde çalışmaktan kaçınma hakkı düzenlenmiştir.
✅ İlgili hükme göre; ciddi ve yakın bir tehlike ile karşılaşan çalışanlar; tehlikenin saptanmasını, giderilmesini talep edebilecekleri gibi, gerekli tedbirler alınıncaya kadar çalışmaktan kaçınabilirler.
🔴 Örneğin, işyerindeki çalışma arkadaşında koronavirüs tespit edilen bir işçi hala işe devam ediyor ve işveren tarafından risk önlenmiyorsa; işçi için ciddi ve yakın bir tehlike oluştuğundan, gerekli tedbirler alınıncaya dek işçi çalışmaktan kaçınabilecektir.
✅ Çalışmadan kaçınılan süreler için, ücret ve kanundan ve iş sözleşmesinden doğan diğer haklar saklıdır.
3- İşçi yurtiçi veya yurtdışı toplantılarına katılmamayı talep edebilir mi?
✅ Bu durumun, salgın hastalığın henüz ülkemizdeki seyiri göz önünde bulundurularak; yurtdışı ve yurtiçi toplantıları için ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir.
✅ Yurtdışında gerçekleşecek toplantılar için, özellikle koronavirüsün yoğun olarak görüldüğü ülkelerde yapılacak toplantılara işçinin katılmama talebi haklı bir talep görülmesi gerekmektedir.
✅ Yurtiçi toplantılarında ise, somut olay bazında değerlendirildiğinde herhangi bir risk bulunmamasına rağmen işçinin toplantılara katılmaktan kaçınması halinde, işveren lehine 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/2-h bendinde düzenlenen haklı ve derhal fesih imkanı doğacaktır.
✅ Yine de, bu yola başvurulmadan önce işçiye 2 veya 3 kez yazılı bildirimde bulunularak, görevini gereği gibi ifa etmesi gerektiği hatırlatılmalıdır.
✅ Yurtiçi toplantılarında da, toplantıya katılacaklar arasında yurtdışı teması olan kimsenin olması durumunda, 14 günlük karantina süresi sona ermeniş ise, işçinin toplantıya katılmaktan kaçınması haklı bir talep olarak görülmelidir.
4-İşçi, koronavirüsten enfekte olduğunu işverene bildirmekle yükümlü müdür?
✅ İşçinin, koronavirüs sebebiyle enfekte olması durumunda; hem sadakat yükümlülüğü hem de 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 19. Maddesi uyarınca bu durumu işverene bildirime yükümlülüğü bulunmaktadır.
✅ İlgili hükme göre, çalışanların kendilerinin ve hareketlerinin veya yaptıkları işten etkilenen diğer çalışanların sağlık ve güvenliğini tehlikeye düşürmeme yükümlülükleri bulunmaktadır.
✅ Yine, işçi yakın zamanda hastalığın salgın olduğu yurtdışı seyahatinden dönmüşse, ağır risk altındadır ve bu durumu da derhal işverene bildirmelidir.
5-İşveren, çalışanları tek taraflı izne zorlayabilir mi?
✅ İşverenin, işçilerine verebileceği toplu izin, ücretli izin ve ücretsiz izin olarak üç tür izin bulunmaktadır. Bu hususlar ayrı ayrı değerlendirilmelidir.
✅ Ücretli izin, işverenin yönetim hakkı kapsamındadır; bu nedenle tek taraflı olarak ücretli izne çıkarabilir.
‼️ Ücretsiz izin ise, yalnızca iki tarafın anlaşmasıyla uygulanabileceğinden, işverenin tek taraflı olarak ücretsiz izne çıkartması mümkün değildir.
✅ Toplu izin ise, kanunen Nisan-Ekim aylarımda verilebileceğinden; işverenin koronavirüs nedeniyle toplu izne çıkarması da mümkündür. Ancak toplu izinler, yıllık ücretli izinden mahsup edilecektir.
6-Koronavirüs sebebiyle işyerinde faaliyet kısıtlanabilir veya durdurulabilir mi?
✅ İşverenin temel yükümlülüklerinden biri, iş sağlığı ve güvenliğini sağlamak olduğundan; herhangi bir risk bulunması durumunda, risk giderilinceye dek işyerindeki çalışmanın durdurulması gerekmektedir.
✅ İşveren, bu çerçevede 4857 sayılı İş Kanunu’nun 64. Maddesinde yer alan telafi çalışması yapılabilir. İlgili hükme göre; zorunlu nedenlerle işin durması, ulusal bayram ve genel tatillerden önce veya sonra işyerinin tatil edilmesi veya benzer nedenlerle işyerinde normal çalışma sürelerinin önemli ölçüde altında çalışılması veya tamamen tatil edilmesi ya da işçinin talebi ile kendisine izin verilebilir.
✅ Bu durumda işveren, 2 ay içinde telafi çalışması yaptırabilir.
‼️ Burada, çalışılmayan sürelere ilişkin olarak ücret ödenmeye devam edecek olup; daha sonra yapılacak telafi çalışmaları fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma sayılmayacaktır.
‼️ Yine de, yapılacak telafi çalışması günlük 11 saati aşmamak üzere en fazla 3 saat yaptırılabilir ve tatil günlerinde telafi çalışması yaptırılamaz.
7- Uzaktan çalışma uygulanabilir mi?
✅ 4857 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesine göre; “Uzaktan çalışma; işçinin, işveren tarafından oluşturulan iş organizasyonu kapsamında iş görme edimini evinde ya da teknolojik iletişim araçları ile iş yeri dışında yerine getirmesi esasına dayalı ve yazılı olarak kurulan iş ilişkisidir.”
✅ İlgili hükme göre; uzaktan çalışma durumunda yazılı olarak düzenlenmeli ve iki tarafın mutabık olması gerekmektedir.
✅ Elbette, uzaktan çalışmayı kabul etmeyen işçiler olabileceğinden; alternatif olarak ücretli izin gündeme gelebilecektir.
8- Koronavirüs sebebiyle enfekte olmuş bir işçinin sözleşmesi feshedilebilir mi?
✅ 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. Maddesinde işverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı düzenlenmiştir.
✅ İlgili hükme göre; İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi halimde işverene haklı nedenle derhal fesih hakkı doğacaktır.
✅ Bu çerçevede; örneğin işçinin temizlik kurallarına dikkat etmemesi, kullanması zorunlu kılınmış maske ve eldiveni kullanmaktan imtina etmesi hallerinde hem kendini hem de çalışma arkadaşlarını riske attığından, işveren, iş akdini haklı nedenle derhal feshedebilecektir.
✅ Elbette, ‘Feshin Son Çare Olması İlkesi’ (Ultima Ratio) gereği; iş akdininin devam etmesi ve iş akdini feshinin son ana kadar önlenmesi amaçlanmalı; alternatif olarak izin, telafi çalışması gibi yollar tercih edilmelidir.